Bir rüya düşünün, tarih boyunca bir çok medeniyete beşiklik etmiş bir şehirde olduğunuzu hayal edin.
Dünyanın en uzun sıradağlarının eteğinde ve bu dağlardan akan kaynak sularını içtiğinizi
Yöreye özgün yetişen tarım ürünleri dışında pek çok meyvenin yetiştiği bir yeri hayal edin.
Yarış atlarının bile orada yetişen otlardan yiyerek daha hızlı koştuğunu
Kaplıcaları,höyükleri, camileri,kervansarayları sütü peyniri aklınıza ne gelirse onların var olduğu bir yer.
Rüyadaki gibi bir yer var. Hitiler döneminde ilk şehir devletlerinin kurulduğu dönemde Tuvana Krallığı MÖ (1200-742) üzüm bağlarıyla meşhur ve ivriz kaya anıtıyla daha sonra Asur Krallığının yönetimine geçmiş, ticari merkez konumuna gelmiş bir dönem perslere bağlanmış. Bizans döneminde askeri üs olarak kullanılmış ve merkez şimdiki Ulu caminin olduğu yere taşınmış. Daha sonra Karamanoğulları ve Osmanlılar hakim olmuş bölgeye. Kapadokya ve Kilikya gibi medeniyetlerin kesiştiği geçiş yolları üzerinde.
Dünyanın en uzun sıradağ sisteminin içinde yer alan Alplerden-Himalayalara uzanan bu bölgedeki adıyla Torosların eteğinde yer alan buz gibi kaynak suları olan Deli Mahmutlu ve İvriz çayı.
Ve bu çayların döküldüğü yerde İvriz Barajı. İçinde çeşitli balıkların olduğu ve çevresinde piknik alanları. Düşünün karşınızda Toroslar, oradan akan sular yemyeşil çam ağaçları.
Siyah havuçtan beyaz kiraza cevize üzüme şeker pancarına ve pek çok endemik bitkinin yetiştiği bir çoğrafya en kaliteli şalgam sularının yapildıığı siyah havuç, dünya pazarlarına ihraç edilen beyaz kiraz. Ve meşhur sinandır karası üzümü;lezzetli sert ve suludur.
20’ye yakın modern at çiftliği var çünkü bu ekosistemde yetişen ayrık otu ve bölgedeki oksjen yarış atları için çok elverişli.
Rüstempaşa Kervansarayı,Ulu Cami,Hüyükler Ereğli Müzesi Manastırlar. Pek çok kabartma ve tarihi kalıntıların olduğu bir açık hava müzesi.
En kaliteli sütlerin üretildiği mandıralarıyla peynirleriyle ülke çapında önemli yeri olan bir yer hayal edin.
Sanırım bu rüyayla ilgili pek çok yazı yazmayı planlıyorum rüyanın yanısıra hayalkırıklıklarından da bahsedeceğim. İleriki yazılarım uzun bir müddet Ereğli üzerine olacak.
Ereğlinin kalkınmasından tutun da nüfus yapısına tarihsel derinliğine dair uzun soluklu bir yazı dizisi olsun istiyorum.
Ereğlide yaşamanın bir ayrıcalık olduğuna inanıyorum. Bu konuda görüş ve yorumlarınızı bekliyorum.
