"Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber…/ Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber ? “ diyen Necip Fazıl gibi bir üstadın ölüme bakış açısıyla bizlerin ölüme bakış açısı aynı mıdır acaba ?
"Yaşamak" kelimesi “yaş almaktan” geldiğine göre her yaşın insana kattığı bir şeyler vardır mutlaka. Önemli olan yaşanmışlıkların kıymetini bilip tadını çıkarmakta mıdır acaba ? Yaşamanın tadı deyince hadi biraz bu konuda muhabbet edelim, ne dersiniz ? Herkese göre farklıdır değil mi yaşamaktan tat almak. Mesela küçük bir çocuğun yaşamaktan aldığı lezzetle , yaşını almış bir insanın yaşamaktan aldığı lezzet arasında farklar vardır. O yüzden her yaşın kıymetini bilmek gerekir ki yıllar sonra geriye şöyle bir baktığımızda "an" ların bizde edindiği yerleri güzel bir şekilde yad edebilelim.
"Carpe Dıem", “anı yaşamak" nedir acaba? Sevdiklerimle geçirdiğin "anlar" , elimizden kayıp giden zamanlar, geçmişin dertlerini geleceğin kaygısıyla yaşadığımız "an" dan bihaber yaşayıp gitmelerimiz... Çoğu zaman farkına bile varamadığımız küçük mutluluklar…
Sanırım Ahmet Şerif İzgören’in "Süperman ile Uğur Böceği" kıtabında okuduğum bir yaşanmışlık hikayesinde, biri bir diğerine yaptığı işin koşullarını soruyordu ve diğeri de anlatıyordu dilinin döndüğünce: “Sabah 9, gece 11 iş… Ayda 1-2 pazar dışında dinlendiğim, kendime ayırdığım zaman yok.”Adam, dikkatlice dinledikten sonra muhabbet arkadaşını; “Altımda lüks arabam olacağına çok daha uygun bir arabam olsun ama ailemle geçirebileceğim, tatil yapabileceğim zamanlarım olsun.” İsterim diye cevap veriyor.
Kimine göre yaşamak, “ çok para kazanmak”, kimine göre “kazandığı helal parayla çoluk çoçuğuyla değerli zamanlar geçirmek” manasına gelebilir.
"Ölüm" vakti gelmeden karar vermek lazım. Ortalama 60-70 yıl olan ömrümüzü nelere harcadık ? Kimlerle, hangi işlerle hangi ortamlarda harcadık her şeyi satın alıp asla satın alamayacağımız zamanımızı? "Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsün ki padişah bile bu dünyadan eli boş gitti:" diyen Kanuni Sultan Süleyman’dan almamız gereken dersler var. "Para, mal, mülk, makam…" Dünya misafirliğimiz, kısacık ömrünüzü bunları kazanmak uğruna harcayıp ansızın bittiğinde yanınızda götürebilecek misiniz? Nasıl yaşadığınızı tekrar gözden geçirmeye ne dersiniz?
"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz; nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz." diyen peygamberimizin çizdiği yoldan gitmek nasip olur inşallah hepimize.
