Reuters in haberine göre Konya Karapınar'da Avrupa'nın en büyük güneş enerji santrallerinden biri olan ve son gelişmelere göre Arap yatırımcıların santrali satın almasına bir tepkide Zafer Partisi Ereğli İlçe Başkanlığından geldi. Yapılan açıklamada ;
‘’ Devletten Hibe al santrali kur sonra yüksek karla sat’’
Devlet teşviğiyle verilen hibelerin birçoğu geri ödemesiz. Devletten geri ödemesiz teşviği al tesisi kur sonrada Araplara büyük kar elde ederek sat. Böyle düzen böyle Haramilik olmaz. Devletten aldığınız paralar Milletin parasıdır. Zafer Partisi olarak her türlü Haksızlığın Hukuksuzluğun Adaletsizliğin Adam kayırmacılığın yandaşcılığın karşısındayız. Araplardan gelen her heyete bir yerlerin sözümü veriliyor? Bu nasıl kirli bir zihniyet.
‘’Yeter! Sizin Arap seviciliğinizden bıktık artık ! ‘’
‘’Türkiye'de son beş yılda yaklaşık 23 milyon metrekare toprak yabancılara satıldı. Bunların çoğunluğu Arap ülke vatandaşları. Atalarımızın savaşla , kanla kazandığı bu toprakları sevimli görünmek için peşkeş çekenlerden artık bıktık! Nedir bu Arap sevdası ? başımıza açmış olduğunuz göçmen krizi yetmiyormuş gibi ülkede satmadık toprak ,satmadık fabrika bırakmadınız. Memleketimiz topraklarında gururlandığımız Avrupa’nın en büyük güneş santrallerinden olan Karapınar Güneş santralini de çok sevdiğiniz Araplara sattınız. Ülkede bu yatırıma ortak olacak bir tane babayiğit yatırımcı kalmadı mı ? Sayenize kalmamış olabilir ülkeyi ne hale getirdiniz? Türk yatırımcı sizden korkuyor , yapacağı yatırıma gece çıkartılacak bir kararla el koyabileceğinizin farkında. Ülkede herkesi sindirme politikasına gittiniz. Biz Zafer Partisi olarak bu düzenin içinde olmadık , olmayacağız. Sizin hangi emellerde bunları gerçekleştirdiğinizi de biliyoruz. Yapılacak ilk seçimde gideceksiniz. Bunu sizde adınız gibi biliyorsunuz. İlahi adalet elbet bir gün tecelli edecek ve hepimiz bunun sonuçlarında neler olacak göreceğiz. Türk halkını Kendi topraklarında turist , tarlalarında ırgat yapamayacaksınız.Zafer Partisi olarak buna asla izin vermeyeceğiz.’’ Sözlerine yer verdi.
Editor : Buğra Koçak
